Kamu personelinin sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla ilgili emsal sayılacak bir karar Danıştay'dan geldi.

İzmir'de görevli bir imam, sosyal medya üzerinde siyasi bazı paylaşımlarda bulundu. Bu paylaşımlarla ilgili açılan soruşturma sonucu, memuriyetten çıkarıldı.

Konu davalık oldu. İdare Mahkemesi, yetki yönünden kararın iptali yönünde hüküm kurdu.

Danıştay 12. Dairesi ise, kararın hukuka uygun olduğunu belirterek, kararın bozulmasını hükmetti.

Danıştay 12. Dairesi kararının ayrıntıları şöyle:

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/1881 E. , 2021/1283 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1881

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem : İzmir İli, Bornova İlçesi, . Camiinde İmam-Hatip olarak görev yapan davacının, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 25. maddesi uyarınca siyasetle ilgilenme yasağını ihlal ettiğinden bahisle görevine son verilmesine ilişkin . tarih ve . sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; 633 sayılı Yasa'nın "Siyasetle İlgilenme" başlıklı 25. maddesi ile getirilen düzenlemenin, genel Kanun niteliğindeki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, "Devlet memurluğundan çıkarma" yaptırımına bağlandığı halleri düzenleyen 125. maddesinin "E" fıkrasında yer alan siyasetle ilgilenme yasağının yanında Diyanet İşleri Başkanlığı personeli için getirilen özel bir ek düzenleme olduğu, bu sebeple 633 sayılı Kanun'un 25. maddesine aykırılık teşkil eden davranışların yaptırımı olan Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki görevine son verme işleminin, mahiyeti itibariyle, 657 sayılı Kanunda yer alan "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası doğrultusunda bir disiplin cezası olduğu, 633 sayılı Kanun'un 25. maddesine aykırı tutum ve davranışlarda bulunduğu tespit edilen Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının, Başkanlıktaki görevlerine ilgili ve yetkili merciilerce son verileceğinin belirtildiği, ancak; "ilgili ve yetkili" merciilerin hangi merciiler olduğuna ilişkin 633 sayılı Kanun'da mevcut bir düzenleme bulunmadığı, anılan "ilgili ve yetkili" merciin genel kanun niteliğindeki 657 sayılı Kanun'un 126. maddesinde adı geçen "Yüksek Disiplin Kurulu" olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin Atama ve Yer Değiştirme Kurulu'nu ve Görevlerini düzenleyen ilgili hükümlerine göre, Atama ve Yer Değiştirme Kurulu'nun disiplin cezası niteliğindeki "Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki göreve son verilmesi" konusunda karar alma yetkisinin bulunmadığı, bu durumda, davacının, sosyal medya üzerinden siyasi içerikli paylaşımları nedeniyle hakkında yürütülen soruşturma sonucunda fiilinin sabit olduğundan ve sözkonusu basın açıklaması ile 633 sayılı Kanun'un 25. maddesine muhalefet ettiğinden bahisle, 657 sayılı Kanun'un 126. maddesinde düzenlendiği şekilde, yetkili amir tarafından davacının işine son verilmesi istemiyle Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi gerekirken, işine son verilmesi konusunda karar alma yetkisi bulunmayan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulu Kararı ve Başkanlık Makamının Olur'u ile davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda, davacının tespit edilen eylemleri ile 633 sayılı Kanun'un 25. maddesine aykırı hareket ettiğinin anlaşıldığı, mevzuata uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, göreve son verme işleminin yüksek disiplin kurulu tarafından tesis edilmediği, bu nedenle işlemin yetki yönününden sakat olduğu, facebook hesabını eşi ile birlikte ortak kullandıkları, idare tarafından paylaşımın kim tarafından hangi tarih ve saatte ve hangi bilgisayar aracılığıyla yapıldığına dair inceleme yapılmadan karar verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HAKİMİ'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı kararı uyarınca Dairemize devredilen dosya tekemmül ettiğinden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
İzmir İli, Bornova İlçesi, . Camiinde İmam-Hatip olarak görev yapan davacının, facebook üzerinden siyasi nitelikli paylaşımda bulunduğu iddiasına yönelik olarak yapılan soruşturma sonucu düzenlenen . tarih . sayılı soruşturma raporunda; davacının, kendi resminin ve isminin bulunduğu facebook hesabı üzerinden seçimle ilgili iktidar partisi aleyhine telkinlerde bulunduğunun tespit edilmesi sonucu Devlet memurlarının siyaset yapma yasağını ihlal etmiş olması sebebiyle disiplin yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125 D/o. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması, idari yönden ise 633 sayılı Kanun'un "Siyasetle ilgilenme" başlıklı 25. maddesi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesi teklifi getirilmiştir.
Söz konusu teklifin Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunda görüşülmesi sonucu, davacının siyasi eylemleriyle anılan mevzuat ile getirilen yasağı ihlal ettiği gerekçesiyle anılan kurul tarafından tesis edilen . tarihli ve . sayılı karar ile Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesine karar verilmiş ve bu karar Diyanet İşleri Başkanlığınca onaylanarak . tarih ve . sayılı işlemi ile davacının görevine son verilmiştir.

Bunun üzerine, davacının görevine son verilmesine ilişkin anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

T.C. Anayasasının "Diyanet İşleri Başkanlığı" başlıklı 136. maddesinde, "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." kuralına yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık" başlıklı 7. maddesinde, "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunmazlar ve bu eylemlere katılamazlar. Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan, Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun "Devlet memurluğundan çıkarma" başlıklı 125. maddesinin (E) bendinde, "Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır: a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak, b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, c) Siyasi partiye girmek... " hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun "Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar" başlıklı 126. maddesinde; "Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir... Özel kanunların disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullarla ilgili hükümleri saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun "Siyasetle ilgilenme" başlıklı 25. maddesinde, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanununun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu işlemin dayanağı soruşturma raporunda, davacının tespit edilen eylemlerinin idari yönden 633 sayılı Kanunun 25. maddesi hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle görevine son verilmesi teklifine yer verildiği ve teklifin Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunda görüşülmesi sonucu davacının eylemleriyle anılan mevzuat ile getirilen yasaklamayı ihlal ettiği kanaatiyle . tarih ve . sayılı karar ile Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesinin uygun olacağı yönünde karar verildiği, bu kararın 10/02/2015 tarihinde onaylanması üzerine davacının görevine son verildiği; bu işlemin disiplin cezası niteliğinde "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası olarak nitelendirilemeyeceği, davacının işlediği iddia edilen fiilin 657 sayılı Kanun'un "devlet memurluğundan çıkarma" yaptırımına bağlandığı halleri düzenleyen 125. maddesinin "E" fıkrasındaki fiillere girmediği, idari nitelikte olan, davacının Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki görevine son verilmesine ilişkin işlemi tesis etmeye Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun yetkili olduğu ve anılan kurulun kararı ve Başkanlık Makamının Olur'u ile davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, dava konusu uyuşmazlığın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin yetki bakımından hukuka aykırı bulunarak iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör: TE Bilisim