Heyet, hem kamudan hem sendikalardan hem de öbür taraftan bürokrasiden, yargıdan falan temsilcilerden oluşuyor. Ve nihayetinde kararları da kesin. Şimdi bu işi getirip bir yerde buluşturacaklar. Görebildiğimiz kadarıyla enflasyonun üzerinde bir artış söz konusu. Tabii hocam ve nihayetinde kararları da kesin. Şimdi görebildiğimiz kadarıyla enflasyonun üzerinde bir artış söz konusu.
Tekrar söyleyeyim Memur-Sen’in 3 ayda bir maaşı artış talebini iyi niyetli bulmuyorum. İyi niyetli bulmuyorum. Bu, sizin söylediğiniz enflasyona biz inanmıyoruz. Biz buradan her türlü payımızı, paramızı alalım, zammımızı alalım. Vatandaş, devlette ne yaparsanız yapın umurumuzda değil demek.
Devletin verdiği teklif şahanedir filan diyecek halim yok. İyisini kötüsünü karşılıklı olarak belirlenir bir rakam. Herkes de razı olur o rakama, öyle ya da böyle. O zaman dersiniz, bu şahane bir rakam. Yoksa söyleyemezsiniz. Ben burada teklifte istenen rakamın çok fazla istedi… Az ister çok ister. Çok verir bir yerde buluşur problem yok. Bunun mekanizması var. Bunun kararını ben vermiyorum. Benim Derdim o değil. Benim derdim 3 ayda bir zam yapılsın. Ne demek bu: E bizim aldığımız maaş 1 ay sonra 2 ay sonra erimeye başlıyor. 3 ayda bir zam ver, tamam. Erimeye başlıyor doğru. Fakat bunun bir mekanizmaya dönüştürülmesi zaten olayın kendisini tetikler bir daha bunu düzeltemezsiniz. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. Biri bana anlatsın ya…
Utanmasalar gelip diyecekler ki bizim maaşımızı dolarla verin. Sırf senin çıkarını koruyacağım diye memleketin Türk Lirasını dolara mı çevirmesi gerekiyor. Bunun maaş ödemelerini. Deli misiniz, divane misiniz ya…
Üstelik bütün siyasi ve sendikal varlığınızı bu hükümete ve bu hükümetin başkanına borçluyken… Efendim borçlu değiliz. Biz kendi mücadelemizle... Bırakın bu işleri ya. Bu yalan ya. İnşallah demezler. Derlerse yalandır yani…
İŞTE O KONUŞMA...
