Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in konut kredilerine sınırlama getirme mesajının ardından, Türkiye'nin konut piyasası üzerindeki olası etkileri tartışılmaya başlandı. Konut sektörü temsilcileri, konut kredilerinin zaten düşük bir seviyede olduğunu ve yeni düzenlemelerin etkisinin sınırlı kalabileceğini düşünüyorlar.
Bakan Şimşek, enflasyonla mücadele çerçevesinde, özellikle konut ve otomotiv sektörlerinde kredi kullanımını kısıtlamayı planladıklarını açıkladı. Bu açıklama, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 24 Ağustos'ta yayınlanan bir düzenlemeyle desteklenmişti. BDDK, ikinci konut kredisi kullanımında kredi değer oranını yüzde 75 oranında daraltmıştı.
Ancak sektör temsilcileri, konut kredisi kullanımının zaten faiz oranlarındaki artış nedeniyle düşüşe geçtiğini ve bu nedenle BDDK düzenlemesinin etkisinin sınırlı olacağını savunuyorlar. Türkiye'de konut kredisi faizleri son dönemde artış gösterdiği için, bu tür kredileri kullanma eğilimi zaten azalmıştı.
TSKB Gayrimenkul Derneği Başkanı Makbule Yönel Maya, 2022 yılında başlayan konut kredisi sıkılaştırma politikasını hatırlatarak, ipotekli satışların yüzde 19 seviyelerine düştüğünü belirtti. Bu oranın 2023 yılında yüzde 20'ye yükseldiğini ifade etti. Ancak Maya, bu düzenlemelerin konut piyasasını büyük ölçüde etkilemeyeceğini düşünüyor.
Maya ayrıca, kamu bankaları ve özel bankalar arasındaki konut kredi faiz farkının daraldığına dikkat çekti. Özel bankaların yılın başında yüzde 2 civarında başladığı konut kredi faizlerinin artık yüzde 2-3 aralığında olduğunu ve kamusal ve özel bankaların faiz oranlarının birbirine yaklaştığını vurguladı.
Özetle, Türkiye'de konut kredilerine sınırlama getirilmesi, konut piyasası üzerindeki etkileri henüz belirsiz olan bir adım gibi görünüyor. Faiz oranlarındaki artış ve diğer faktörler zaten konut kredi kullanımını sınırlarken, yeni düzenlemelerin piyasayı nasıl etkileyeceği zaman içinde netlik kazanacaktır.
