Mililyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre: Kamuda çalışanlar arasında en fazla mobbingin görüldüğü sektör Sağlık Bakanlığı. Asistan hekim ve internlerin büyük umutlar ve heyecanla başladığı uzmanlık eğitimi, zorlu çalışma koşulları, hak edilen ücretlerin alınamayışı ve karşılaşılan mobbingle büyük bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Günlük 36 saate varan çalışma süreleri, ücretli nöbet ertesi izin hakkının yok sayılması, görev tanımının dışındaki angarya işlerle uğraşmak gibi bir çok sıkıntı ile karşı karşıya kaldıklarından yakınan genç hekimler, bazı meslektaşlarının istifa etmek zorunda kaldığını bazılarının ise mobbing nedeniyle yaşamına son verdiğine dikkat çekiyor. Kıdemli meslektaşlarının mobbingine uğradığını öne süren asistan ve internler yaşadıklarını Milliyet'e anlattı:

'Direndim olmadı istifa ettim'

Bir eğitim araştırma hastanesinin kadın doğum bölümünden 15 aylık asistanken istifa eden D.K., istifa sürecine nasıl gittiğini şu sözlerle dile getirdi:

"Benden önce de 2 kişi istifa ederek, 1 kişi başka bölümü kazanarak, 1 kişi de geçiş yaparak hastaneden ayrıldı. Benden bir sene kıdemli olan kişi, severek girdiğim bölümümden istifama sebep oldu. Bu kıdemli kişi ben başka bir hastanın acil bir işini yaparken eş kıdemlimin kendine ait yapmadığı bir şeyi bana sorduğunda, 'Ben bilmiyorum' dedim diye herkesin içinde 's.. ol defol git buradan' diye bağırarak küfür etti. Aynı kıdemli, ben acil kapısında hasta bakarken servis panosuna yoğunluktan dolayı hasta listesini asmadım diye 'Bostan korkuluğusun sen, onun bile kafası daha çok çalışır, hiçbir işe yaramazsın' diyerek hastanın bakışları eşliğinde bağırarak hakaretler edip çıktı. Yaşadıklarımı o dönemki en kıdemliye anlattığımda sadece dinledi, hak verir gibi yaptı. Bunun üzerine başka bir kıdemli doktor beni odasına çekip yüzüme sigara dumanını üfleyerek 'Sen kimi kime şikayet ediyorsun' diye tehdit etti. Aylarca normal doğum verilmedi. Bu kadar psikolojik tacizin sonunda eş kıdemlerim 15-20 sezaryen yapmışken ve bununla övünürlerken ben ancak birinci senemi bitirmeye 10 gün kala 2. sezaryenimi yapabildim. Kıdemlime, 'Yaptığın mobbing' dememin üstüne 'Evet var mı, sana alenen mobbing yapıyorum, istediğine şikayet et, herkes benim tarafımda olur' cümleleriyle bağırarak tehditler savurması, benim için son noktaydı. Çok direndim ama olmadı ve istifa ettim."

'Siz geri zekalı mısınız?'

Ankara'da bir devlet hastanesinde asistanlık yapan F.K. da maruz kaldıkları mobbingi "Biz mobbingi hocalarımızdan ziyade kıdemli asistanlardan görüyoruz. Aynı bölümde çalıştığımız kadın bir arkadaşımız sırf kıdemli asistandan gördüğü mobbingden dolayı istifa etti. Örneğin bir şeyi anlamadığımızda ve tekrar sorduğumuzda bize geri zekalı muamelesi yapıyor hatta bunu dile de getiriyordu 'Siz geri zekalı mısınız' dediği çok oldu. Karşı koyma gibi durumumuz da pek olmuyor. Bizleri vakaya almamakla ya da işi öğretmemekle tehdit ediyorlar. Bizim işimiz de kitaplardan öğrenilecek şeyler değil. Mecbur katlanıyoruz ancak bu durum psikolojimizi de inanın çok kötü etkiliyor. Bunları çoğu zaman hastaların yanında yapıyorlar. İstifa eden asistanın arkasından da 'Bu iş öyle herkesin yapacağı iş değildi. Yapamayan gider' diyerek kahkaha atmıştı" diye anlattı.

'Kes sesini sorduk mu?'

Bir devlet hastanesinde asistan doktor olarak çalıştığını belirten U.D. de yaşadıklarıyla ilgili şunları söyledi:

"Cerrahi bölümde 2 yıldır asistanlık yapıyorum. Kıdemliler tarafından bir baskı olduğunu hep duymuştum. Boyutunun böyle olduğuna yaşayınca şahit oldum. Hem hocalardan hem de kıdemli asistanlarım tarafında mobbinge maruz kalıyorum ve inanılmaz psikolojik baskı var. Bir dönem her gün işe ağlayarak gitmeye başladım. Baktım böyle olmuyor, destek aldım ve şu an antidepresan kullanıyorum. Girdiğimiz bir ameliyatta vakayla ilgili bir şey dediğimde hoca bana, 'Kes sesini sorduk mu' diye bağırdı. O gün anladım ki biri sana bir şey sormadan konuşmayacaksın. Dediğim gibi sadece hocalar da değil kıdemli bazı asistanlar da çok fazla mobbing uyguluyor. Kıdemli asistanlardan biri, bir dosyaya bir şey yazmamı söylemişti dosyayı doldururken, 'Amma yavaşsın sana vereceğime kendim yapmıştım, senin yapacağın işin...' diye cümleler sarf etti. Buna benzer sayısız durumla karşı karşıya kalıyoruz. Zaten yeterince stresli ve yoğun bir iş tempomuz var, üzerine bir de hocaların ve kıdemlilerin psikolojik baskısı eklenince çalışmak olduğundan da zor bir hal alıyor. Egolarını bizler üzerinden tatmin ediyorlar."


Eğitim vermemekle tehdit ettiler

Ordu'da bir devlet hastanesinde anestezi asistanı olarak görevliyken gördüğü mobbing nedeniyle istifa ettiğini söyleyen Ö.M. de başından geçenleri şöyle özetledi: "Görevli olduğum hastanede sürekli 36 saat nöbet tutuyorduk. Bekar olduğum için ve ailem şehir dışında olduğundan sürekli bayram tatillerinde çalıştırılan ben oluyordum. Buna bir şekilde tahammül ediyordum. Ancak bunun yanı sıra bazı hocalarımız ve kıdemli asistanlar tarafından sürekli hakarete maruz kalıyorduk. Bazı hocalarımız da eğitim vermemekle tehdit ediyordu. Bu ve buna benzer onlarca kötü muameleyle karşı karşıya kalınca da psikolojim bozuldu ve destek alamaya başladım. Bunun üzerin bu kez sürekli bana 'Bu iş sana göre değil, bu iş için fazla duygusalsın. İstifa etmelisin, etmesen kötü kanaat kullanacağım' diyorlardı. Yaşadıklarım karşısında uzun bir süre direnmeye çalıştım ama olmadı. Daha fazla kalırsam ruh sağlığımdan olacaktım, ben de istifa etmek zorundan kaldım."

'Yeni yayınları takip etmek bile mobbing nedeni'

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, iş yerlerinde mobbingin çok ciddi sorun olduğunu söylerken, tıp camiasındaki mobbinge dair şunları anlattı:

"Özellikle de hiyerarşinin çok belirgin olduğu yerlerde bu daha fazla görülüyor. Sağlık ortamından zaten dikey bir hiyerarşi var. Tıp eğitiminde usta çırak ilişkisi söz konusu. İnsan yaşamıyla uğraşıyorsunuz, acil müdahale etmeniz gereken durumlar oluyor. İşleyişin nasıl olacağına dair bir takım kurallar bütünlüğü mutlaka olmalı. Kim kimse karşı sorumlu, hangi eylemi kimin gerçekleştireceğinin belirlenmiş olması gerekiyor. Ancak bunun ilgili bir kurallar bütünlüğünün yerleşik olmamasının yansıması olarak mobbing ortaya çıkıyor. Yeterli ve uygun kurallar bütünü yoksa, o zaman kaçınılmaz olarak anlık bir takım tepkilerle başlayan sonrasında insanları yıldırmaya kadar giden adımlar atılıyor. Bir bilimsel bilginin paylaşılması, sunulması ve bunun takibi ile doğru adımların atılması noktasında ne yazık ki hocasıyla öğrencisi arasında, hekimle diğer sağlık çalışanları arasında bu tür baskılar yaşanıyor. Özellikle genç meslektaşlarımızın yaygın olarak son yayınlanan kaynakları takip etmesi üstelerini rahatsız edebiliyor. Bundan dolayı bile yıldırma, baskılama davranışıyla karşı karşıya kalan meslektaşlarımız var. Dikey hiyerarşinin yoğun olduğu cerrahi bölümlerde özellikle mobbing fazla."

Editör: TE Bilisim