Antakya ilçesindeki evinde yakalandığı depremden bir süre önce uyandığını anlatan 52 yaşındaki Koyuncu, sarsıntıyı ayakta yaşadığını belirtti.

Ailesi ve üst katta oturan kardeşiyle apartmandan çıktıklarını aktaran Koyuncu, deprem sonucunda oturdukları 13 katlı apartmanın ağır hasar aldığını söyledi.

Komşularına yardım ettikten sonra anne ve babasının oturduğu apartmana gittiğini ifade eden Koyuncu, baba evinde bir yakınlarının cenazesi dolayısıyla misafirlerin olduğunu dile getirdi.

Depremde anne ve babasının kaldığı binanın yıkıldığını gördüğünü kaydeden Koyuncu, şöyle devam etti:

"Hemen oraya vardığımda binayı enkaz halinde görünce seslendim, ablam ses verdi. Oradan bulduğum demir parçalarıyla küçük bir delik vardı, orayı taş parçalarıyla açarak ablamla kuzenimi çıkardım. Daha sonra yeğenimin olduğu odadan sesi geliyordu. Onu gördüm, üzerine bir kiriş düşmüştü, sıkışmıştı. Yani onunla iki gün boyunca konuştuk, onu çıkaramadım. Annemin sesi geliyordu ama annem beton bloğun altındaydı. Yeğenimi sonra buraya gelen kurtarma ekipleriyle beraber çıkardık. Annemi daha sonraki gün çıkardık."

Koyuncu, annesinin enkazdan kurtarıldıktan bir gün sonra vefat ettiğini bildirdi.

Annesi, babası, kuzeninin yeğenini defnettikten sonra kendi ailesini de İstanbul'a gönderdiğini anlatan Koyuncu, depremzedelere yardım etmek için görevine döndüğünü ifade etti.

Antakyalı olarak bölgeye sahip çıkma sorumluluğu hissettiğini vurgulayan Koyuncu, "Burada bir sürü yardım kuruluşu varken, biz Antakyalıların yardım etmemesi zaten düşünülemez bir şey. Bunun bizim sorumluluğumuz olması lazım. İnsan ve vatandaş olarak insani duygular bunlar. Yani öyle düşünerek hemen görevime başladım." dedi.

Koyuncu, bölgede bulunan sağlık araçlarının koordinasyonuna yardımcı olduğuna değinerek şöyle konuştu:

"Bölgede herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. İnanılmaz, insanlar koştular geldiler. Gönüllü olan arkadaşlar, bireysel olarak buraya gelen insanlar var. Günlerdir şu kamp alanında gönüllü çalışan arkadaşları görüyorum, bir yere bağlı değiller. 'Ben insanlara ne yapabilirim' diye gelmiş bir sürü arkadaşımız var. Hepsinden Allah razı olsun. Ülkemizde böyle bir felaket varken, herkes ne yapabiliyorsa, bir damla ne koyabiliyorsa koyması lazım diye düşünüyorum."

Editör: TE Bilisim