Beylikdüzü'nde bir güzellik merkezinde yaptırdığı kalça dolgusu operasyonunun ardından hayatını kaybeden Kübra Boyraz'ın ölümüne ilişkin davada mütalaasını açıklayan savcılık, doktor sanık Öner Özsoyeri'nin "bilinçli taksir ile ölüme neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
AA'da yer alan habere göre Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklardan katılan olmadı.
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıkların işlettiği güzellik merkezinde maktul Kübra Boyraz'ın kalçasına dolgu yapıldığını belirterek, otopsi raporuna göre Boyraz'ın, kanına ve akciğerine kimyasal ve toksikolojik maddeler karıştığından gelişen komplikasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdiğini kaydetti.
Mütalaada, sanıklar Erdal Doğruya ve Öner Özsoyeri'nin maktulün ölümü dolayısıyla kusurlu oldukları, ancak sanık Doğruya'nın yargılama devam ederken öldüğü anlatılarak, Özsoyeri'nin "bilinçli taksir ile ölüme neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Mütalaada diğer iki sanıkla ilgili hukuki değerlendirme yapılmadı.
Mahkeme, Özsoyeri'nin avukatına mütalaaya karşı beyanda bulunması için süre vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Basın mensuplarına mütalaayı değerlendiren Kübra Boyraz'ın ailesinin avukatı Fahri Solmazgül, savcının iki sanık hakkında değerlendirme yapmadığını ve eksik mütalaa hazırladığını belirterek, "Bu olay taksirle öldürme değil. Ruhsatsız bir iş yerinde ilkokul mezunu bir insana cerrahi işlem yaptırıyorsan bu olası kastla öldürmedir. Biz davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep edeceğiz." ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ruhsatsız iş yeri işleten sanıklardan Öner Özsoyeri'nin pratisyen hekim olup uzmanlık eğitimi ve sertifikasının bulunmadığı anlatılıyor.
İddianamede, maktul Kübra Boyraz'a sanık Öner Özsoyeri tarafından kalça dolgusu operasyonu yapıldığı belirtilerek, 19 Eylül 2020'de bu iş yerine gelen Boyraz'ın saat 20.20 sıralarında baygın şekilde siteden çıkartıldığı, araçla ailesine teslim edildiği, evinde rahatsızlanması üzerine ailesi tarafından hastaneye kaldırıldığı ve 20 Eylül 2020'de de hayatını kaybettiği aktarılıyor.
İddianamede yer alan otopsi raporuna göre, maktulün kimyasal ve toksikolojik inceleme sonucunda kanında ve akciğer dokusunda silisyum tespit edildiği, kişinin ölümünün, yağ embolisi (silisyum içerikli madde enjeksiyonundan ileri gelen) ve beraberinde gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği kaydediliyor.
Sanık Erdal Doğruya'nın "bilinçli taksirle ölüme neden olma", "diploması olmadığı halde hasta tedavi etme veya tabip unvanını takınma" ve "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçundan 5 yıl 8 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Öner Özsoyeri'nin de "bilinçli taksirle ölüme neden olma" ve "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçlarından 3 yıl 8 aydan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, sanıklar Bülent Bostancı ve Ömer Elmalı'nın ise "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
